Adana’da sinüs lifting operasyonları yapan diş hekimlerinden olan Yaşar Çınar Nar, üst çene bölgesinde kemik hacminin yetersiz olduğu durumlarda implant tedavisine uygun zemin hazırlamak için güvenilir cerrahi çözümler sunar. Sinüs lifting, üst çenedeki maksiller sinüs tabanının yükseltilerek kemik grefti ile desteklenmesi işlemidir.

Tedavi sürecinde, lokal anestezi altında diş eti kaldırılır ve sinüs zarı dikkatlice yukarı itilir. Ardından bölgeye kemik tozu yerleştirilerek yeterli kemik hacmi sağlanır. Bu yöntem, özellikle uzun süredir diş eksikliği olan ve kemik erimesi yaşayan hastalarda implantın güvenle uygulanabilmesini mümkün kılar.

Sinüs lifting operasyonu sonrası süreçte hafif şişlik ve hassasiyet görülebilir. Hekimin önerdiği ilaçların düzenli kullanılması, operasyon bölgesinin korunması ve iyileşme süresince ağır fiziksel aktivitelerden kaçınılması iyileşmeyi hızlandırır. Düzenli kontrollerle kemik oluşumu takip edilir ve implant aşamasına geçilir.

İşlemin AmacıÜst çene arka bölgede implant yerleştirmek için yetersiz kemik yüksekliğinin artırılması, sinüs tabanının yükseltilmesi
Uygulama YöntemiLokal anestezi altında, sinüs boşluğunun kemiğe yakın tabanında pencere açılarak sinüs zarı yukarı kaldırılır; oluşan boşluğa kemik grefti yerleştirilir
EndikasyonlarÜst çene arka bölgede (premolar-molar) kemik yüksekliği yetersizliği, implant planlanan vakalar
KontrendikasyonlarSinüs enfeksiyonu, aktif üst solunum yolu enfeksiyonu, kontrolsüz sistemik hastalıklar, ciddi kemik erimesi
HazırlıkKlinik ve radyografik muayene (panoramik röntgen, dental BT), sistemik durum değerlendirmesi, ağız hijyeninin sağlanması
Uygulama SüresiOrtalama 30-60 dakika
AnesteziLokal anestezi (gerekirse sedasyon veya genel anestezi)
KomplikasyonlarSinüs zarının yırtılması, enfeksiyon, kanama, şişlik, ağrı, greft kaybı, nadiren sinüsit
İyileşme SüresiOrtalama 1-2 hafta, kemik greftinin tam olgunlaşması 4-6 ay sürebilir
Dikkat Edileceklerİlk 1 hafta boyunca burun temizliği, hapşırma sırasında ağzın açık olması, ağız hijyenine dikkat, reçeteye uygun ilaç kullanımı
Kontrol7-10 gün sonra ilk kontrol ve dikiş alınması; ardından greft olgunlaşması süresince periyodik kontroller

Yazı İçeriği

Üst Çenede İmplant İçin Neden Bazen Sinüs Lifting Operasyonları Gerekir?

Bu sorunun cevabını anlamak için kemiğin doğasını bilmek gerekir. Kemik, canlı bir dokudur ve fonksiyon gördükçe, yani üzerine bir kuvvet geldikçe kendini korur ve güçlenir. Üst arka dişlerimizi kaybettiğimizde ise işler değişir. Çiğneme sırasında o bölgedeki kemiğe iletilen doğal uyarılar ortadan kalkar ve bu durum zamanla iki yönlü bir probleme yol açar.

  • Kemik Erimesi (Atrofi): Fonksiyonsuz kalan çene kemiği, bir nevi “artık bana ihtiyaç yok” mesajı alır ve hem yüksekliğinden hem de genişliğinden kaybederek aşağı doğru erimeye başlar.
  • Sinüs Boşluğunun Genişlemesi (Pnömatizasyon): Aynı zamanda, üstteki sinüs boşluğu da yerçekimi ve içindeki hava basıncının etkisiyle aşağı doğru bir sarkma eğilimi gösterir.

Bu iki süreç birleştiğinde, bir zamanlar diş kökünü sağlamca tutan kemik, yıllar içinde implant yerleştirilemeyecek kadar ince, kağıt gibi bir yapıya dönüşebilir. İşte sinüs lifting operasyonları, bu doğal yıkım sürecini tersine çevirerek implant tedavisine olanak tanıyan kritik bir yeniden yapılandırma müdahalesidir. Bu nedenle bu işlemi korkutucu bir ameliyat olarak değil kaybedilen dokuyu yerine koyan onarıcı bir prosedür olarak görmek en doğrusudur.

Tedavi hakkında detaylı bilgi ve randevu için iletişime geçin!

Kimler Sinüs Lifting Operasyonları İçin Uygun Bir Adaydır?

Sinüs lifting operasyonuna ihtiyacınız olup olmadığına karar vermek için öncelikle detaylı bir klinik muayene ve üç boyutlu dental tomografi (CBCT) çekimi yapılır. Bu tomografi, kemiğinizin yüksekliğini, genişliğini ve sinüsünüzün anatomik yapısını net bir şekilde görmemizi sağlar. Genel olarak implant yerleştirilecek bölgede 10 mm’den daha az dikey kemik yüksekliği varsa, bu operasyon bir seçenek olarak gündeme gelir. Özellikle 4-5 mm’nin altındaki kemik seviyelerinde ise sinüs lifting genellikle kaçınılmaz bir gerekliliktir.

Ancak her isteyen kişiye bu operasyon yapılamaz. Sağlığınızı riske atabilecek bazı durumlar bu operasyon için engel teşkil edebilir. Bu engelleri, kesin ve göreceli olarak ikiye ayırabiliriz.

Operasyonun kesinlikle yapılamayacağı bazı durumlar şunlardır:

  • Ciddi ve kontrol altında olmayan sistemik hastalıklar (diyabet, kalp yetmezliği vb.)
  • Yakın zamanda baş-boyun bölgesine alınmış yüksek doz radyoterapi
  • Aktif devam eden bir kanser tedavisi
  • Ciddi bağışıklık sistemi yetmezliği
  • Bifosfonat gibi kemik metabolizmasını etkileyen ilaçların damar yoluyla kullanımı
  • Ağır alkol veya madde bağımlılığı

Risklerin dikkatle değerlendirilmesi gereken ve genellikle bir ön hazırlık süreci gerektiren durumlar ise aşağıda sıralanmıştır:

  • Aktif ve tedavi edilmemiş sinüs enfeksiyonu (akut sinüzit)
  • Sinüs içinde bulunan büyük polipler veya kistler
  • Kontrol altına alınmamış şiddetli alerjik rinit
  • Günde bir paketten fazla sigara kullanımı
  • Şiddetli diş sıkma (bruksizm) alışkanlığı

Burada önemli bir noktayı vurgulamak gerekir. Örneğin geçmişte kronik sinüzit öyküsü olan bir hasta, eskiden bu operasyon için riskli kabul edilirdi. Ancak günümüzdeki yaklaşım daha dinamiktir. Biliyoruz ki aktif bir enfeksiyon olmadığı sürece, sinüs zarında kronik bir kalınlaşma operasyonun başarısını olumsuz etkilemez. Hatta bazen kalın bir zar, operasyon sırasında daha dayanıklı bile olabilir. Önemli olan hekiminizin bu durumu doğru değerlendirmesi ve gerekirse bir KBB uzmanıyla iş birliği içinde hareket etmesidir.

Sinüs Lifting Operasyonları İçin Hangi Cerrahi Yöntemler Bulunur?

Sinüs lifting operasyonları için temel olarak iki ana felsefe ve bu felsefelere dayanan iki farklı cerrahi yöntem vardır. Hangi yöntemin seçileceği, mevcut kemiğinizin durumuna, anatomik yapınıza ve ne kadar kemik kazanımı hedeflediğimize bağlıdır.

Bu iki ana yöntem şunlardır:

  • Lateral Pencere Yaklaşımı (Açık Teknik)
  • Transkrestal Yaklaşım (Kapalı Teknik)

Bu temel tekniklerin yanı sıra operasyonların güvenliğini ve konforunu artıran modern teknolojiler de pratiğimizin ayrılmaz bir parçasıdır. Örneğin sadece kemik gibi sert dokuları kesen ve sinüs zarı gibi yumuşak dokulara zarar vermeyen piezocerrahi cihazları, operasyon risklerini minimize etmede bize büyük avantaj sağlar.

Açık Teknik Olarak Bilinen Lateral Pencere ile Sinüs Lifting Operasyonları Nasıl Yapılır?

Lateral pencere tekniği, özellikle kemik kaybının çok ileri düzeyde olduğu ve ciddi miktarda kemik kazanımına ihtiyaç duyduğumuz vakalarda tercih ettiğimiz, son derece kontrollü ve öngörülebilir bir yöntemdir. “Açık teknik” denmesinin sebebi, cerrahın operasyon alanını doğrudan görmesine olanak tanımasıdır.

Operasyon süreci genel olarak şu adımları içerir: Bölge lokal anestezi ile tamamen uyuşturulduktan sonra, diş etinde hassas bir kesi yapılarak kemiğe ulaşılır. Sinüsün yanak tarafındaki duvarında, genellikle piezocerrahi cihazı kullanılarak küçük, dikdörtgen bir pencere oluşturulur. Bu pencereden girilerek, operasyonun en hassas kısmı olan sinüs zarının (Schneiderian membran) kemikten dikkatlice sıyrılıp yukarı doğru kaldırılması işlemine geçilir. Zar, adeta bir balon gibi yavaşça yukarı doğru itilerek yeni bir boşluk yaratılır. İşte bu yeni oluşturulan boşluk, kemik tozu (greft) materyali ile doldurulur. Son olarak diş eti tekrar eski konumuna getirilerek dikişlerle kapatılır.

Bu teknik, kapalı tekniğe göre daha büyük bir cerrahi işlem gibi görünse de sağladığı doğrudan görüş en büyük avantajıdır. Özellikle tomografide sinüs içinde “septa” adını verdiğimiz ara bölmeler veya zorlu bir anatomi gördüğümüzde, bu yapıları net bir şekilde görerek etrafından güvenle çalışabilmek, operasyonun başarısı için hayati önem taşır. Bu gibi durumlarda açık teknik, daha güvenli bir seçenek haline gelir.

Kapalı Teknik (Transkrestal) Sinüs Lifting Operasyonları Nasıl Bir İşlemdir?

Kapalı teknik, uygun vakalarda hasta konforunu en üst düzeye çıkaran, daha az invaziv bir alternatiftir. Genellikle mevcut kemik yüksekliğinin çok az olmadığı (genellikle 5 mm ve üzeri) ve sadece birkaç milimetrelik bir kemik kazanımının yeterli olduğu durumlarda tercih edilir.

Bu teknikte, yandan bir pencere açmak yerine, implantın yerleştirileceği dişsiz bölgenin tam üzerinden, yani alttan bir yaklaşım sergilenir. Özel matkaplarla sinüs tabanına 1 mm kalana kadar bir implant yuvası hazırlanır. Daha sonra, “osteotom” adı verilen özel, ucu küt aletler veya modern hidrolik sistemler kullanılarak bu yuvadan sinüs tabanına kontrollü bir basınç uygulanır. Bu hassas basınç, sinüsün kemik tabanını esnek bir şekilde yukarı doğru iter ve üzerindeki zar da onunla birlikte yükselir. Bu işlem cerrahın zarı doğrudan görmediği “kapalı” veya “kör” bir tekniktir. Oluşturulan küçük boşluğa kemik tozu yerleştirilir ve genellikle implant da aynı seansta bu yuvaya vidalanır.

Kapalı tekniğin en büyük avantajı, operasyon süresinin çok daha kısa olması, ameliyat sonrası şişlik, ağrı ve morarmanın neredeyse hiç görülmemesidir. Ancak bu tekniğin başarısı, doğru vaka seçimine ve cerrahın tecrübesine doğrudan bağlıdır. Çünkü olası bir zar yırtığının fark edilmemesi, kemik tozunun sinüs boşluğuna kaçmasına ve uzun vadede enfeksiyon gibi sorunlara yol açabilir.

Tedavi hakkında detaylı bilgi ve randevu için iletişime geçin!

Sinüs Lifting Operasyonları İçin Kullanılan Kemik Tozları (Greftler) Nelerdir?

Operasyon sırasında oluşturulan boşluğun çökmesini önlemek ve yeni kemik hücrelerinin tutunup çoğalabileceği bir iskele (scaffold) görevi görmesi için “kemik tozu” olarak da bilinen kemik greftleri kullanılır. Bu greftlerin kökenlerine göre farklı türleri vardır.

Kullanılan başlıca kemik grefti türleri şunlardır:

  • Otojen Greftler (Hastanın Kendi Kemiği)
  • Alojen Greftler (İnsan Kaynaklı Banka Kemiği)
  • Ksenogreftler (Hayvan Kaynaklı)
  • Aloplastik Greftler (Sentetik)

Geçmişte, hastanın kendi kemiğinin (otojen greft) canlı hücreler içerdiği için “altın standart” olduğu düşünülürdü. Ancak bu hastadan ikinci bir cerrahi alan ile kemik alınmasını gerektirdiği için ek ağrı ve rahatsızlık anlamına geliyordu. Günümüzde yapılan binlerce vakayı içeren kapsamlı bilimsel çalışmalar çok net bir gerçeği ortaya koymuştur: Sinüs lifting operasyonlarının uzun dönem başarısı açısından, kullanılan farklı greft materyalleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark yoktur. Yani modern ve güvenilirliği kanıtlanmış sığır kaynaklı bir greft (ksenogreft) veya sentetik bir greft ile yapılan bir operasyonun başarı oranı, hastanın kendi kemiği ile yapılan bir operasyonunkinden farksızdır. Hatta yavaş eriyen bu greftler, kazanılan kemik hacmini daha uzun süre koruyarak daha öngörülebilir sonuçlar bile sunabilmektedir. Bu nedenle günümüzde, hasta konforunu ön planda tutan bu modern kemik ikameleri daha sık tercih edilmektedir.

Kemik Tozu Kullanmadan Sinüs Lifting Operasyonları Yapmak Mümkün müdür?

Evet, bu soru modern implantolojinin en heyecan verici alanlarından birini temsil ediyor. Son yıllarda, operasyonları daha biyolojik hale getirme arayışı, iki popüler yaklaşımı ön plana çıkardı.

Bunlardan ilki, hastanın kendi kanından elde edilen PRF/CGF gibi büyüme faktörlerinin kullanımıdır. Operasyondan hemen önce sizden alınan küçük bir miktar kanın özel bir cihazda santrifüj edilmesiyle, iyileşmeyi hızlandıran büyüme faktörlerinden zengin, jöle kıvamında bir fibrin matriks elde edilir. Bu materyal, kemik tozuna karıştırılarak iyileşmeyi desteklemek veya küçük zar yırtıklarını onarmak için biyolojik bir yama olarak kullanılabilir.

İkinci ve daha devrimci yaklaşım ise greftsiz (kemik tozsuz) sinüs lifting tekniğidir. Bu yöntemde sinüs zarı yukarı kaldırıldıktan sonra oluşan boşluğa herhangi bir kemik tozu konulmaz. Bunun yerine, aynı seansta yerleştirilen implant, bir çadır direği gibi zarı yukarıda tutar ve bir boşluk oluşturur. Bu boşluk, vücudun en değerli iyileşme materyali olan kendi kan pıhtınız ile dolar. Zamanla bu pıhtının içindeki hücreler ve büyüme faktörleri, bu boşluğun tamamen yeni ve sağlam kemik dokusuyla dolmasını sağlar. Çok sayıda bilimsel çalışma, bu tekniğin de en az geleneksel yöntemler kadar başarılı olduğunu göstermiştir. Bu yaklaşım maliyeti düşürmesi ve yabancı bir materyal kullanma ihtiyacını ortadan kaldırması gibi önemli avantajlar sunar.

En Çok Merak Edilen Konu: Sinüs Lifting Komplikasyonları Nelerdir?

“Sinüs lifting komplikasyonları” dendiğinde, hastalarımızın ve internette sinüs lifting yaptıranların yorumları arasında araştırma yapan kişilerin en çok endişe ettiği konu, operasyon sırasında sinüs zarının yırtılmasıdır. Şunu en baştan belirtmek gerekir: Bu durum tecrübeli ellerde bir felaket değil operasyonun yönetilebilir bir parçasıdır.

Olası komplikasyonları zamanlamasına göre listeleyebiliriz.

Ameliyat sırasında görülebilecek durumlar:

  • Sinüs zarında yırtılma (perforasyon)
  • Kanama

Ameliyat sonrası erken veya geç dönemde görülebilecek durumlar:

  • Enfeksiyon ve buna bağlı sinüzit
  • Yerleştirilen kemik tozunun yerinden oynaması veya kaybı
  • Kapalı teknikte nadiren görülebilen geçici baş dönmesi (BPPV)

Bu listeye bakıp endişelenmeden önce şunu bilmelisiniz: Bu risklerin görülme oranı düşüktür ve en sık görülen zar yırtılması bile, genellikle operasyon sırasında özel biyolojik yamalar (kolajen membran) kullanılarak başarılı bir şekilde onarılır. Bilimsel veriler, doğru şekilde onarılmış bir yırtığın, ne kemik kazanımını ne de implantın uzun dönemdeki başarısını olumsuz etkilemediğini net bir şekilde göstermektedir. Cerrahın tecrübesi, sadece bu yırtıktan kaçınmakta değil aynı zamanda oluştuğunda onu tanıyıp etkili bir şekilde yönetebilmesinde yatar.

Sinüs Lifting Operasyonları ve Sonrasında Yapılan İmplantlar Gerçekten Başarılı Olur mu?

Kesinlikle evet. Bu cevabı en net ve en sevindirici olan sorulardan biridir. Sinüs lifting, dental implantoloji alanındaki en başarılı, en öngörülebilir ve üzerine en çok bilimsel çalışma yapılmış prosedürlerden biridir. Onlarca yıldır yapılan ve on binlerce hastayı kapsayan uzun dönemli takip çalışmaları, bu prosedür sonrası yerleştirilen implantların sağkalım oranlarının istisnai derecede yüksek olduğunu ve tutarlı bir şekilde %97-98’in üzerinde olduğunu göstermektedir.

Bu yüksek başarı oranının sırrı, prosedürün temel biyolojik prensibinin çok sağlam olmasında yatar. Hangi teknik kullanılırsa kullanılsın, hangi kemik tozu tercih edilirse edilsin, amaç hep aynıdır: Vücudun yeni kemik oluşturması için korunaklı ve stabil bir boşluk yaratmak. Bu temel prensibe sadık kalındığı sürece, vücut kendi iyileşme potansiyeli ile geri kalanını başarıyla tamamlar.

Sinüs Lifting Operasyonları Yerine Uygulanabilecek Modern Alternatifler Var mı?

Evet, özellikle son on yılda geliştirilen teknolojiler sayesinde, bazı durumlarda geleneksel sinüs lifting ihtiyacını tamamen ortadan kaldıran etkili alternatifler ortaya çıkmıştır. Bu yaklaşımlar, implant diş hekimliğinde paradigmayı değiştirerek “mevcut kemiğe uygun implant tasarlama” felsefesini ön plana çıkarmıştır.

Bu greftsiz çözümlerden bazıları şunlardır:

  • Zigomatik İmplantlar
  • Pterigoid İmplantlar
  • Açılı İmplantlar (All-on-4 Konsepti)
  • Kısa İmplantlar (Short Implants)

Özellikle zigomatik implantlar, üst çenede neredeyse hiç kemiği kalmamış hastalar için devrim niteliğinde bir çözümdür. Bu implantlar, çene kemiği yerine erimeye karşı çok daha dirençli olan elmacık kemiğine (zigoma) sabitlenir. Bu sayede sinüs lifting ve aylarca bekleme ihtiyacı tamamen ortadan kalkar. Hangi yöntemin sizin için uygun olduğu, yapılacak detaylı bir değerlendirme sonucunda belirlenir.

Sinüs Lifting Ameliyatı Kaç Günde İyileşir ve Nelere Dikkat Edilmelidir?

Sinüs lifting ameliyatı kaç günde iyileşir? sorusu, sinüs lifting yaptiranlar için en önemli sorulardan biridir. İyileşme süreci, uygulanan tekniğe (açık veya kapalı) ve kişisel faktörlere göre değişse de genel bir takvim çizilebilir.

  • İlk 2-3 Gün: Şişlik ve morarmanın en belirgin olduğu dönemdir. Bu durum tamamen normaldir. Ağrı, reçete edilen ilaçlarla kolayca kontrol altına alınır. Bu dönemde yanağa dışarıdan düzenli olarak buz kompresi uygulamak çok önemlidir.
  • İlk Hafta: Şişlik ve morluklar hızla azalır. Çoğu hasta sosyal hayatına dönebilir. Ancak fiziksel olarak dinlenmek ve ağır aktivitelerden kaçınmak kritik önem taşır.
  • 2-4 Hafta: Yüzeysel iyileşme büyük ölçüde tamamlanır. Ancak sinüs içi basıncı artırabilecek hareketlerden kaçınma kuralı hala devam eder.
  • 6-9 Ay: Bu kemiğin son halini alması, yani yerleştirilen kemik tozunun olgunlaşarak implantı taşıyacak sağlam bir yapıya dönüşmesi için gereken süredir.

Operasyonun başarısı, cerrahi işlem kadar sizin bu iyileşme sürecindeki özeninize de bağlıdır. İşte uymanız gereken en önemli kurallar:

İyileşme sürecinde sinüs basıncını artırabileceği için kesinlikle kaçınmanız gerekenler:

  • Burun sümkürmek
  • Kuvvetli bir şekilde tükürmek
  • Pipet kullanmak
  • Ağır kaldırmak veya ıkınmak
  • Balon şişirmek
  • Üflemeli bir müzik aleti çalmak
  • Hapşırığı tutmak (ağız açık hapşırılmalıdır)
  • İlk haftalar uçak yolculuğu veya dalış yapmak

Beslenme ve genel bakım için öneriler:

  • İlk birkaç gün ılık, yumuşak ve tanesiz gıdalar tüketin.
  • Operasyon bölgesi ile çiğnemekten kaçının.
  • Sigara ve alkolden kesinlikle uzak durun (sigara iyileşmenin en büyük düşmanıdır).
  • Reçete edilen ilaçları (antibiyotik, ağrı kesici) düzenli olarak kullanın.
  • Başınızı ilk birkaç gece birkaç yastıkla yüksekte tutarak uyuyun.
  • Ağız hijyeninize hekiminizin önerdiği şekilde (özel gargaralar, nazik fırçalama) özen gösterin.

Adana’da Sinüs Lifting Operasyonu Fiyatları Ne Kadar?

Sinüs Lifting Operasyonu tedavinin yapılacağı kliniğe, hastanın durumuna göre değişmektedir.

Sinüs Lifting Operasyonu Yaptıranların Yorumları

Diş Hekimi Yaşar Çınar Nar'ın hasta yorumları için Google Maps'e göz atabilirsiniz.

Adana'da Sinüs Lifting Operasyonu Yapan Doktorlar & Diş Hastaneleri

Adana'da Sinüs Lifting Operasyonu uygun alt yapıya sahip diş hastaneleri veya kliniklerde, diş hekimleri tarafından yapılır.

Sıkça Sorulan Sorular

Sinüs lifting, üst çene arka bölgesinde implant yerleştirmek için yeterli kemik yüksekliği olmadığında sinüs tabanının cerrahi olarak yükseltilip bölgeye kemik eklenmesi işlemidir.

Üst çenede arka dişlerin kaybı sonrası kemik erimesi oluşmuşsa ve implant için yeterli kemik yoksa sinüs lifting işlemi gereklidir.

Lokal anestezi altında diş eti açılır, sinüs tabanına ulaşılır ve bu alan özel aletlerle yükseltilir. Oluşan boşluğa kemik grefti eklenir ve bölge kapatılır.

İşlem sırasında lokal anestezi sayesinde ağrı hissedilmez. Sonrasında hafif ağrı ve şişlik olabilir; bunlar genellikle ağrı kesici ile kontrol altına alınır.

İlk hafta hafif şişlik ve hassasiyet olabilir. Tam iyileşme ve kemik oluşumu genellikle 4-6 ay sürer, sonrasında implant yerleştirilebilir.

Her cerrahi işlemde olduğu gibi sinüs lifting’de de enfeksiyon, sinüs zarında yırtılma veya kanama gibi nadir riskler vardır. Deneyimli bir cerrahla riskler minimize edilir.

İlk günler ağızda basınç oluşturacak hareketlerden (burun üfleme, hapşırma, sigara içme) kaçınılmalı, hekim önerilerine uyulmalıdır.

Kemik greftinin iyileşip kaynaşmasından sonra, genellikle 4-6 ay sonra implant uygulaması yapılır.

İşlemin maliyeti, kullanılacak greft malzemesine, işlemin zorluğuna ve kliniğe göre değişir. Detaylı bilgi için diş hekiminize danışmalısınız.

Nadir de olsa greft yeterli kemik oluşturmazsa, ek tedavi gerekebilir. Uzman diş hekiminiz duruma uygun yeni bir planlama yapacaktır.