Adana’da çene eklemi hastalıkları (TME) tedavisi yapan diş hekimlerinden olan Yaşar Çınar Nar, çene ekleminde ağrı, hareket kısıtlılığı, ses gelmesi gibi sorunları yaşayan hastalara kapsamlı çözümler sunar. TME hastalıkları; diş sıkma, çene yaralanmaları, eklem diski bozuklukları veya stres kaynaklı kas gerginlikleri sonucu gelişebilir. Erken teşhis, tedavi sürecinin başarısı için kritik öneme sahiptir.

Tedavi süreci, hastalığın nedenine ve şiddetine göre planlanır. Gece plağı kullanımı, kas gevşetici ilaçlar, fizik tedavi uygulamaları ve eklem içi enjeksiyonlar sıkça tercih edilen yöntemlerdir. Bazı ileri vakalarda cerrahi müdahale gerekebilir. Amaç, eklem hareketliliğini artırmak, ağrıyı azaltmak ve çene fonksiyonlarını normale döndürmektir.

TME tedavisi sonrası süreçte, çene eklemini zorlayan alışkanlıklardan kaçınmak, sert gıdaları sınırlamak ve stresi yönetmek iyileşmeyi destekler. Düzenli kontroller ile tedavi sonuçları izlenir ve gerekli durumlarda ek tedaviler uygulanır. Böylece çene eklemi sağlığı uzun vadede korunur.

İşlemin AmacıÇene eklemindeki ağrı, fonksiyon bozukluğu, kilitlenme, tıklama ve hareket kısıtlılığının tedavi edilmesi
Uygulama YöntemiKlinik değerlendirme, ağız koruyucu plak kullanımı, ilaç tedavisi, fizik tedavi, eklem içi enjeksiyonlar, ileri vakalarda cerrahi müdahale
EndikasyonlarÇene ekleminde ağrı, açma-kapamada ses (tıklama, çıtlama), çene hareketlerinde kısıtlılık, çiğneme güçlüğü, eklemde kilitlenme, baş ve yüz ağrısı
KontrendikasyonlarAkut enfeksiyon, kontrolsüz sistemik hastalıklar, bazı romatizmal hastalıkların aktif dönemi
HazırlıkKlinik ve radyografik değerlendirme (panoramik röntgen, MR), hastanın tıbbi geçmişinin alınması
Uygulama SüresiTedavi yöntemine göre değişir; plak tedavisi ve ilaçlar hemen başlanabilir, fizik tedavi seanslar halinde uygulanır, cerrahi işlemler 30-90 dakika sürebilir
AnesteziCerrahi müdahalelerde lokal veya genel anestezi; eklem enjeksiyonlarında lokal anestezi
KomplikasyonlarEklemde geçici ağrı veya şişlik, nadiren enfeksiyon, cerrahi sonrası çene hareketlerinde kısıtlılık
İyileşme SüresiKonservatif tedavilerde 1-4 hafta, cerrahi işlemler sonrası genellikle 2-4 hafta
Dikkat EdileceklerYumuşak gıdalar tüketilmeli, çene eklemine aşırı yük bindiren hareketlerden kaçınılmalı, önerilen egzersizler uygulanmalı
KontrolTedavi sonrası ilk hafta ve ardından düzenli hekim kontrolleri; cerrahi sonrası özel rehabilitasyon önerilebilir

Yazı İçeriği

Çene Eklemi Hastalıkları Tedavisi için ilk adımda hangi belirtilere dikkat etmek gerekir?

Çene eklemi sorunları, kendini genellikle çok çeşitli sinyallerle belli eder. Bu belirtiler kişiden kişiye değişebilir ve bazen gelip geçici, bazen de sürekli olabilir. Bu sinyalleri doğru tanımak, tedaviye giden yolun ilk ve en önemli adımıdır. Eğer aşağıdakilerden bir veya birkaçını yaşıyorsanız, bir çene eklemi rahatsızlığınız olabilir.

Vücudunuzun size gönderdiği yaygın sinyaller şunlardır:

  • Çenede, yüzde veya kulak önünde hissedilen ağrı
  • Çiğneme sırasında veya sonrasında artan ağrı
  • Ağzı açıp kapatırken “tıklama”, “takırtı” veya “gıcırdama” gibi sesler gelmesi
  • Çenenin kilitlenmesi veya takılı kalması
  • Ağzı eskisi kadar rahat açamama
  • Yüzde bir yorgunluk veya ağırlık hissi
  • Çiğnemenin zorlaşması veya dişlerin tam kapanmadığı hissi
  • Sık sık yaşanan baş ağrıları (özellikle şakak bölgesinde)
  • Boyun ve omuz ağrıları
  • Kulaklarda ağrı, çınlama veya dolgunluk hissi

Bu temporomandibular eklem bozuklukları belirtileri, genellikle birbiriyle bağlantılıdır. Örneğin gece diş sıkmaya bağlı olarak gelişen bir kas ağrısı, sabahları baş ağrısı ve çenede yorgunluk hissi ile kendini gösterebilir. Bu belirtileri fark etmek, sorunun ciddiye alınması için ilk işarettir.

Tedavi hakkında detaylı bilgi ve randevu için iletişime geçin!

Evde uygulanacak basit yöntemlerle Çene Eklemi Hastalıkları Tedavisi nasıl başlar?

İyi haber şu ki Çene Eklemi Hastalıkları Tedavisi çoğu zaman sizin evde atacağınız bilinçli adımlarla başlar. Bu adımlar, eklemin üzerindeki stresi azaltarak ona iyileşmesi için gereken zamanı ve fırsatı tanır. Bu süreci, yorulmuş bir kası dinlendirmek gibi düşünebilirsiniz. Temelde iki ana prensip üzerine kuruludur: çeneyi gereksiz yere yormamak ve vücudun genel duruşunu düzeltmek.

Öncelikle, çene ekleminize fazladan yük bindiren bazı alışkanlıkları fark edip hayatınızdan çıkarmanız gerekir. Bu zararlı alışkanlıkların bir listesi aşağıdadır:

  • Sakız çiğnemek
  • Tırnak yemek
  • Dudak veya yanak ısırmak
  • Kalem veya gözlük sapı gibi nesneleri ısırmak
  • Dişleri bir silah gibi kullanarak bir şeyleri koparmak veya açmak
  • Sürekli olarak çeneyi tek bir yana dayayarak oturmak
  • Yüzüstü uyumak

Bu alışkanlıklardan kaçınmanın yanı sıra gün içinde çenenizi nasıl konumlandırdığınıza dikkat etmek de çok önemlidir. İdeal dinlenme pozisyonu şudur: dudaklar kapalı, dişler birbirinden hafifçe ayrı ve dil ucu damağa nazikçe değer pozisyonda.

İkinci olarak vücudunuzun duruşu çene sağlığınızı doğrudan etkiler. Özellikle bilgisayar veya telefon kullanırken başın öne eğik durması, boyun ve omuz kaslarında bir gerginlik yaratır. Bu gerginlik, bir zincirleme reaksiyon gibi çene kaslarına ulaşır ve ekleme baskı yapar.

Duruşunuzu iyileştirmek için dikkat edebileceğiniz bazı noktalar:

  • Otururken sırtınızı dik tutmak
  • Bilgisayar ekranını göz hizasına yükseltmek
  • Telefon kullanırken cihazı aşağıda tutmak yerine göz hizanıza kaldırmak
  • Sırtüstü veya yan pozisyonda, boynu destekleyen bir yastıkla uyumak

Çene Eklemi Hastalıkları Tedavisi sürecinde beslenme düzeni nasıl olmalıdır?

Ağrıyan bir eklemi iyileştirmenin en doğal yollarından biri de onu dinlendirmektir. Çene eklemi için bu dinlenme, çiğneme fonksiyonunu en aza indiren bir beslenme düzeniyle mümkündür. Tedavinin özellikle akut ve ağrılı dönemlerinde, menünüzü çenenizi yormayacak şekilde yeniden düzenlemek, iyileşme sürecini ciddi anlamda hızlandırır.

Bir süreliğine sofranızdan uzak tutmanız gereken yiyeceklerin başında sert, çıtır ve aşırı çiğneme gerektirenler gelir. Bu yiyeceklere bazı örnekler:

  • Sert kuruyemişler (fındık, badem, leblebi)
  • Patlamış mısır
  • Cips gibi sert atıştırmalıklar
  • Çiğ ve sert sebzeler (havuç, turp)
  • Sert veya lifli etler (biftek, pirzola)
  • Yapışkan ve zor çiğnenen şekerlemeler (lokum, karamel, nugat)
  • Sert kabuklu ekmekler, galeta ve simit

Peki, bu süreçte neler yiyebilirsiniz? Neyse ki çenenizi yormadan keyifle tüketebileceğiniz birçok lezzetli ve besleyici alternatif var. Diyetinizde yer verebileceğiniz bazı gıdalar şunlardır:

  • Çorbalar
  • Yoğurt ve kefir
  • Peynir (özellikle yumuşak ve süzme peynirler)
  • Yumurta (haşlanmış veya çırpılmış)
  • İyi pişirilmiş balık
  • Püre haline getirilmiş sebzeler (patates, havuç, bezelye)
  • Yumuşak meyveler (muz, avokado, şeftali)
  • Smoothie’ler ve taze sıkılmış meyve suları
  • Yulaf ezmesi ve lapa

Yiyecekleri küçük lokmalar halinde yemek ve yavaşça, ağzın her iki tarafını da dengeli kullanarak çiğnemek, eklem üzerindeki yükü eşit dağıtarak iyileşmeye yardımcı olur.

Fiziksel uygulamalar ve egzersizler Çene Eklemi Hastalıkları Tedavisi için ne gibi faydalar sağlar?

Çene eklemi tedavisinde evde uygulayabileceğiniz fiziksel yöntemler ağrıyı yönetmek ve kasları rahatlatmak için oldukça etkilidir. Bunların en bilinenleri sıcak ve soğuk kompres ile hekime danışılarak yapılacak nazik egzersizlerdir.

Sıcak ve soğuk uygulamaları doğru zamanda kullanmak önemlidir. Soğuk kompres, genellikle bir yaralanma sonrası veya ağrının çok ani ve şiddetli olduğu “akut” durumlarda kullanılır. Kan damarlarını büzerek bölgedeki şişliği ve iltihabı azaltır, aynı zamanda sinirleri uyuşturarak ağrıyı keser. Sıcak kompres ise daha çok uzun süreli, künt ve yayılan “kronik” kas ağrıları ve sertlikleri için idealdir. Kan akışını artırarak kasların gevşemesine ve dokuların beslenmesine yardımcı olur. Bir havluya sarılmış buz torbasını veya sıcak su torbasını 15-20 dakika boyunca ağrıyan bölgeye uygulamak genellikle yeterlidir.

Bunun yanı sıra bir diş hekimi veya fizyoterapistin size göstereceği kontrollü çene egzersizleri de tedavinin önemli bir parçasıdır. Bu egzersizlerin amacı, kasları yeniden eğitmek, güçlendirmek ve eklemin sağlıklı hareket açıklığını geri kazandırmaktır. Bu egzersizler asla ağrıya yol açmamalıdır; amaç nazikçe germek ve güçlendirmektir. Örneğin dilinizi damağınızda tutarak ağzınızı yavaşça açıp kapamak gibi temel bir hareket bile kas kontrolünü geliştirmeye yardımcı olabilir. Bu egzersizler kişiye özeldir ve mutlaka bir profesyonelin yönlendirmesiyle yapılmalıdır.

Stres, Çene Eklemi Hastalıkları Tedavisi sürecini neden bu kadar derinden etkiler?

Stres ve çene sağlığı arasındaki ilişki, çoğu insanın tahmin ettiğinden çok daha güçlüdür. Stres, vücudumuzun alarm sistemini çalıştırır ve bu alarm durumu farkında bile olmadan kaslarımızı kasmamıza neden olur. Bu durumdan en çok etkilenen kas gruplarından biri de çene, boyun ve omuz kaslarıdır. İşte bu yüzden stresli bir günün sonunda çenenizde, şakaklarınızda veya boynunuzda bir ağrı hissedersiniz.

Birçok temporomandibular eklem bozukluğu vakasının altında yatan temel tetikleyici, strese bağlı olarak gelişen diş sıkma (bruksizm) alışkanlığıdır. Bu durum özellikle gece uykuda veya gün içinde bir işe yoğunlaşmışken bilinçsizce gerçekleşir. Sürekli sıkılan dişler, çene kaslarının aralıksız bir şekilde spor yapması gibidir. Nasıl ki bacak kaslarınız hiç dinlenmeden saatlerce koşarsa ağrır ve yorulursa, çene kaslarınız da aynı şekilde yorulur, spazma girer ve ağrı üretmeye başlar. Bu ağrı döngüsünü kırmadan, TME tedavisinde kalıcı bir başarı elde etmek çok zordur.

Bu nedenle stres yönetimi, tedavinin lüks bir parçası değil temel direklerinden biridir. Stresle başa çıkmak için kullanılabilecek bazı etkili yöntemler:

  • Derin nefes egzersizleri
  • Meditasyon veya farkındalık (mindfulness) çalışmaları
  • Yoga veya tai chi gibi rahatlatıcı aktiviteler
  • Düzenli fiziksel egzersiz (yürüyüş gibi)
  • Kaliteli ve yeterli uyku
  • Keyif veren hobilere zaman ayırmak
Tedavi hakkında detaylı bilgi ve randevu için iletişime geçin!

Profesyonel Çene Eklemi Hastalıkları Tedavisi ne zaman ve hangi ameliyatsız yöntemlerle yapılır?

Evde uyguladığınız tüm bu özenli adımlara rağmen ağrılarınız devam ediyor veya çene fonksiyonlarınızda bir düzelme olmuyorsa, artık profesyonel destek almanın zamanı gelmiş demektir. Bu durum sizi endişelendirmesin, çünkü bu tedavinin bir sonraki ve oldukça etkili olan aşamasıdır. Profesyonel tedavi denince akla hemen cerrahi veya karmaşık işlemler gelmemelidir. TME tedavisinin modern yaklaşımı, her zaman cerrahi olmayan, konservatif yöntemlere öncelik verir.

Bu aşamadaki temel amaç sorunun kaynağına daha spesifik müdahalelerle yaklaşmaktır. Diş hekimleri ve fizyoterapistler bu süreçte birlikte çalışarak size özel bir tedavi planı oluşturur. En sık başvurulan ve başarısı kanıtlanmış profesyonel ameliyatsız tedavi yöntemleri şunlardır:

  • Kişiye Özel Splint (Gece Plağı) Tedavisi
  • Fizik Tedavi ve Manuel Terapi
  • İlaç Tedavisi (Semptomları yönetmek için)

Kişiye özel hazırlanan splintler (gece plakları) ile Çene Eklemi Hastalıkları Tedavisi nasıl işler?

Splintler, halk arasında gece plağı olarak da bilinir ve Çene Eklemi Hastalıkları Tedavisi’nin en temel ve etkili araçlarından biridir. Ancak burada çok önemli bir ayrım yapmak gerekir: Bahsettiğimiz splintler, internette veya eczanelerde satılan, “kaynat-ısır” tipi standart ürünler değildir. Bu tür hazır plaklar, çenenize tam uyum sağlamadığı için sorunu daha da kötüleştirebilir. Tedavi edici splint, mutlaka diş hekiminiz tarafından ağız ölçüleriniz alındıktan sonra size özel olarak laboratuvarda hazırlanan hassas bir apareydir.

Genellikle sert akrilikten yapılan bu plaklar, alt veya üst çenedeki dişlerin üzerine takılır. Peki, bu basit görünen aparey nasıl bu kadar etkili olabilir? Splintlerin birden fazla önemli görevi vardır.

Bu görevler aşağıdaki gibidir:

  • Dişleri korumak (özellikle diş sıkanlarda aşınmayı önler)
  • Çiğneme kaslarını gevşetmek ve dinlendirmek
  • Isırma kuvvetlerini dengeli bir şekilde dağıtmak
  • Çene eklemine binen anormal yükü azaltmak
  • Çeneyi daha stabil ve doğru bir pozisyona yönlendirmek

Splint, kasların “hatalı” sıkma alışkanlığını unutmasını sağlayarak bir nevi “resetleme” yapar. Bu sayede kaslar gevşer, spazmlar çözülür ve eklem rahatlar. Splint tedavisi, hekiminizin düzenli kontrolleri ve plak üzerinde yapacağı küçük ayarlamalar ile bir bütün olarak ilerler.

Fizik tedavinin Çene Eklemi Hastalıkları Tedavisi içindeki rolü nedir?

Fizik tedavi, çene eklemi rahatsızlıklarını bir bütün olarak ele alan ve sadece semptomlara değil sorunun kökenindeki kas-iskelet sistemi dengesizliklerine odaklanan çok önemli bir disiplindir. TME konusunda uzmanlaşmış bir fizyoterapist, tedavinizin başarısında kilit bir rol oynayabilir. Fizik tedavi, tek bir yöntemden ziyade, kişiye özel bir program dahilinde uygulanan farklı tekniklerin birleşimidir.

Fizik tedavinin TME tedavisindeki temel bileşenleri şunlardır:

  • Manuel Terapi: Terapistin, kasları gevşetmek ve eklem hareketliliğini artırmak için elleriyle uyguladığı tekniklerdir. Bunlar arasında kaslara yönelik özel masajlar ve ekleme yönelik nazik mobilizasyon (hareketlendirme) manevraları bulunur.
  • Terapötik Egzersizler: Hastaya özel olarak öğretilen germe, güçlendirme ve duruş (postür) düzeltme egzersizleridir. Bu egzersizler, zayıf kasları kuvvetlendirir, kısa ve gergin kasları esnetir ve çenenin doğru hareket etmesini sağlar.
  • Ağrı ve İltihap Kontrolü: Ultrason, TENS (elektriksel sinir uyarımı), ısı veya soğuk uygulamaları gibi yardımcı yöntemlerle ağrıyı ve iltihabı yönetmeyi hedefler.
  • Hasta Eğitimi: Terapist, hastaya durumunu, ağrıyı tetikleyen faktörleri ve kendi kendine uygulayabileceği yönetim tekniklerini öğreterek tedavinin kalıcılığını artırır.

Fizik tedavi, özellikle kas kaynaklı çene ağrılarında ve hareket kısıtlılıklarında splint tedavisi ile birleştirildiğinde mükemmel sonuçlar verir.

İlaç kullanımı, Çene Eklemi Hastalıkları Tedavisi için nasıl bir destek sağlar?

Çene Eklemi Hastalıkları Tedavisi’nde ilaçlar, genellikle sorunu tek başına çözen bir sihirli değnek olarak görülmez. Bunun yerine, diğer tedavi yöntemlerini (splint, fizik tedavi, evde bakım) destekleyen ve hastanın tedavi sürecini daha konforlu geçirmesini sağlayan önemli bir yardımcıdır. Amaç ağrı, iltihap ve kas spazmı gibi akut semptomları kontrol altına alarak hastanın egzersizlerini daha rahat yapabilmesini ve splintine daha kolay alışabilmesini sağlamaktır.

Hekim kontrolünde kullanılan başlıca ilaç grupları şunlardır:

  • Ağrı Kesiciler ve Anti-inflamatuarlar (NSAID’ler): İbuprofen gibi reçetesiz alınabilen ilaçlar, özellikle eklemde veya kaslarda iltihabın ve ağrının yoğun olduğu dönemlerde kullanılır.
  • Kas Gevşeticiler: Şiddetli diş sıkmaya (bruksizm) bağlı olarak gelişen kas spazmlarını çözmek için hekim tarafından reçete edilen ilaçlardır. Genellikle kısa süreli kullanılırlar.
  • Diğer Reçeteli İlaçlar: Bazı durumlarda, kronik ağrı döngüsünü kırmak veya bruksizmi kontrol altına almak için çok düşük dozlarda farklı ilaç gruplarından da faydalanılabilir.

Çene Eklemi Hastalıkları Tedavisi için iğneli yöntemler (enjeksiyonlar) ne zaman düşünülür?

Tüm konservatif yöntemler (evde bakım, splint, fizik tedavi) denendiği halde hastanın ağrılarında yeterli bir azalma olmadığında, cerrahiye geçmeden önce “minimal invaziv” olarak adlandırılan bazı prosedürler düşünülebilir. Bunlar arasında en yaygın olanları, doğrudan sorunlu bölgeye yapılan enjeksiyonlardır. Bu yöntemler sorunun kaynağına hedefe yönelik bir müdahale sağlar.

Bu tedavilerin düşünüldüğü bazı durumlar:

  • Eklemin içinde şiddetli ve inatçı iltihap (artrit, kapsülit) varlığı
  • Şiddetli kas spazmları ve bruksizme bağlı kronik kas ağrısı
  • Diğer tedavilere yanıt vermeyen lokalize eklem ağrısı

En sık uygulanan enjeksiyon tedavileri şunlardır:

  • Kortikosteroid Enjeksiyonu: Güçlü bir anti-inflamatuar olan kortizonun, şiddetli iltihabı baskılamak amacıyla doğrudan eklem boşluğuna enjekte edilmesidir. Ağrıyı hızla kesebilir ancak etkisi geçicidir.
  • Tetik Nokta Enjeksiyonu: Kasların içindeki ağrılı ve gergin düğümcüklere (tetik noktalar), kas spazmını çözmek için lokal anestezik enjekte edilmesidir.
  • Botulinum Toksini (Botoks) Enjeksiyonu: Özellikle şiddetli diş sıkması olan hastalarda, aşırı çalışan çiğneme kaslarının (masseter gibi) aktivitesini geçici olarak azaltmak ve kası gevşetmek amacıyla kullanılır.

Daha ileri düzey Çene Eklemi Hastalıkları Tedavisi için artrosentez ve artroskopi ne anlama gelir?

Enjeksiyonların da yetersiz kaldığı veya eklem içinde mekanik bir sorun olduğundan şüphelenilen durumlarda, artrosentez ve artroskopi gibi yine minimal invaziv kabul edilen cerrahi prosedürler gündeme gelebilir. Bu yöntemler açık eklem ameliyatına göre çok daha az riskli ve iyileşme süreci çok daha hızlı olan seçeneklerdir.

Artrosentez (Eklem Yıkama): Bu işlemi, eklemin içini basınçlı steril sıvılarla “yıkamak” olarak düşünebilirsiniz. İki ince iğne yardımıyla eklem boşluğuna girilir. Birinden sıvı verilirken, diğerinden eklemdeki ağrıya neden olan iltihaplı atıklar ve küçük yapışıklıklar temizlenir. Özellikle aniden ortaya çıkan ve “kilitlenme” olarak tabir edilen ağız açma kısıtlılıklarında oldukça başarılı bir yöntemdir.

Artroskopi (Kapalı Eklem Ameliyatı): Bu bir kamera yardımıyla eklemin içine bakmak ve aynı anda küçük aletlerle müdahale etmek anlamına gelen bir “anahtar deliği” cerrahisidir. Kulağın önünden yapılan milimetrik bir kesiden girilen kamera (artroskop) sayesinde hekim, eklem içindeki diski, kıkırdağı ve diğer yapıları net bir şekilde görür. Bu sayede yapışıklıkları açabilir, yıpranmış dokuları temizleyebilir veya yerinden kaymış diski onarabilir.

Cerrahi, Çene Eklemi Hastalıkları Tedavisi yolculuğunun neresinde yer alır?

Çene eklemi cerrahisi, tedavi piramidinin en tepesinde yer alan ve her zaman en son çare olarak düşünülen bir seçenektir. TME hastalarının çok çok küçük bir kısmı için gereklidir. Cerrahi kararı ancak şu durumlarda, tüm diğer tedavi yöntemleri denendikten ve başarısız olduktan sonra alınır.

Ameliyatın kaçınılmaz olabileceği durumlar:

  • Eklemin kaza veya travma sonucu ciddi şekilde hasar görmesi
  • Eklemde iyi veya kötü huylu bir tümör varlığı
  • Eklem kemiklerinin birbirine kaynaması (ankiloz) ve ağzın hiç açılamaması
  • İleri derecede kireçlenmeye (artrit) bağlı olarak eklem yapısının tamamen bozulması
  • Doğuştan gelen ciddi eklem deformiteleri

Açık eklem ameliyatı (artrotomi) veya hasarlı eklemin tamamen yapay bir protezle değiştirildiği total eklem protezi gibi operasyonlar, yüz sinirinin zedelenmesi gibi önemli riskler taşıyan ve uzun bir iyileşme süreci gerektiren büyük ameliyatlardır. Bu nedenle cerrahi kararı verilmeden önce potansiyel faydalar ve riskler hasta ile çok detaylı bir şekilde konuşulmalıdır.

Çene Eklemi Hastalıkları Tedavisi ihmal edilirse hangi risklerle karşılaşılır?

Bazen “geçer” diye düşünülen veya önemsenmeyen çene eklemi belirtileri, zamanla daha ciddi ve geri döndürülmesi zor sorunlara yol açabilir. Eğer TME tedavi edilmezse hastalar bir dizi olumsuz sonuçla yüzleşebilir. Bu nedenle belirtileri ciddiye almak ve erken aşamada bir uzmana danışmak çok önemlidir.

Tedavi edilmeyen bir temporomandibular eklem bozukluğu durumunda ortaya çıkabilecek başlıca riskler şunlardır:

  • Ağrının kronikleşmesi (sürekli baş, boyun ve yüz ağrısı)
  • Eklemde kalıcı hasar (kireçlenme – osteoartrit)
  • Kalıcı çene kilitlenmesi veya hareket kısıtlılığı
  • Dişlerde ciddi aşınma, çatlama ve kırıklar
  • Kapanışın (ısırığın) kalıcı olarak bozulması
  • Beslenme zorlukları ve buna bağlı kilo kaybı
  • Uyku kalitesinin bozulması
  • Genel yaşam kalitesinde ciddi düşüş.

Adana’da Çene Eklemi Hastalıkları (TME) Tedavisi Fiyatları Ne Kadar?

Çene Eklemi Hastalıkları (TME) Tedavisi tedavinin yapılacağı kliniğe, hastanın durumuna göre değişmektedir.

Çene Eklemi Hastalıkları (TME) Tedavisi Yaptıranların Yorumları

Diş Hekimi Yaşar Çınar Nar'ın hasta yorumları için Google Maps'e göz atabilirsiniz.

Adana'da Çene Eklemi Hastalıkları (TME) Tedavisi Yapan Doktorlar & Diş Hastaneleri

Adana'da Çene Eklemi Hastalıkları (TME) Tedavisi uygun alt yapıya sahip diş hastaneleri veya kliniklerde, diş hekimleri tarafından yapılır.

Sıkça Sorulan Sorular

Çene eklemi hastalıkları, alt çeneyi kafatasına bağlayan temporomandibular eklemin (TME) fonksiyonunu etkileyen, ağrı, tıklama ve hareket kısıtlılığına yol açan rahatsızlıklardır.

Çiğneme sırasında ağrı, çene açma-kapama hareketlerinde ses (klik, tıklama), çene kayması, ağız açmada kısıtlılık ve baş-boyun ağrısı en sık belirtiler arasındadır.

Diş sıkma ve gıcırdatma (bruksizm), çene travmaları, kötü kapanış (maloklüzyon), stres, diş eksiklikleri ve eklemde yapısal bozukluklar başlıca nedenlerdir.

Diş hekiminin klinik muayenesi, hastanın şikayetleri, radyolojik görüntüleme (MR, panoramik röntgen) ve gerekli durumlarda laboratuvar testleri ile teşhis konur.

Evet, çoğu TME hastalığı uygun tedaviyle kontrol altına alınabilir. Tedavi; gece plağı, fizik tedavi, ilaç, egzersiz, stres yönetimi veya ileri vakalarda cerrahi içerebilir.

Yumuşak gıdalar tüketmek, sıcak-soğuk kompres uygulamak, çene egzersizleri yapmak ve stres azaltıcı yöntemler evde uygulanabilecek basit tedavilerdir.

Evet, gece plağı diş sıkma/gıcırdatmaya bağlı eklem üzerindeki baskıyı azaltarak TME şikayetlerini hafifletebilir.

Çoğu hastalık uygun tedaviyle iyileşir veya kontrol altına alınır. Tedavi edilmezse kronikleşebilir ve yaşam kalitesini düşürebilir.

Fiyatlar uygulanacak tedavi yöntemine, hastalığın şiddetine ve kliniğe göre değişiklik gösterebilir. Detaylı bilgi için diş hekiminizle görüşmelisiniz.

Evet, özellikle dişsel kapanış bozuklukları veya travma olan çocuklarda TME hastalıkları görülebilir. Erken teşhis tedavi başarısını artırır.