Adana’da diş eti çekilmeleri tedavisi yapan diş hekimlerinden olan Yaşar Çınar Nar, diş eti sağlığını korumak ve diş kaybını önlemek için modern ve etkili yöntemler uygular. Diş eti çekilmesi, diş eti dokusunun geri çekilerek diş köklerinin açığa çıkması durumudur ve genellikle periodontitis, yanlış fırçalama teknikleri veya diş sıkma alışkanlıkları sonucu gelişir.
Tedavide öncelikle diş eti çekilmesine neden olan etkenler belirlenir ve ortadan kaldırılır. Erken evrede kök yüzeyi düzleştirme ve derin temizlik işlemleri ile diş eti sağlığı geri kazanılabilir. İleri vakalarda ise diş eti grefti gibi cerrahi yöntemlerle diş kökleri yeniden kapatılarak estetik ve fonksiyonel iyileşme sağlanır.
Diş eti çekilmesi tedavisi sonrası süreçte, hastanın düzenli ağız bakımına özen göstermesi büyük önem taşır. Yumuşak kıllı diş fırçaları kullanmak, sert yiyeceklerden kaçınmak ve düzenli diş hekimi kontrollerine gitmek tedavi başarısını artırır. Böylece hem diş eti sağlığı korunur hem de diş kaybı riski azalır.
İşlemin Amacı | Diş kök yüzeylerinin açığa çıkmasını önlemek, estetik ve fonksiyonel kayıpları durdurmak |
Uygulama Yöntemi | Diş eti grefti, serbest diş eti nakli, flep cerrahisi, lazer tedavisi veya hassasiyet giderici ajanlar uygulanabilir |
Endikasyonlar | Diş eti çekilmesi sonucu kök yüzeyinin açığa çıkması, hassasiyet, estetik kaygı, kök çürükleri |
Kontrendikasyonlar | Aktif diş eti enfeksiyonu, kontrolsüz sistemik hastalıklar, yeterli donör doku olmaması |
Hazırlık | Klinik ve radyografik muayene, ağız hijyeninin değerlendirilmesi, hastaya işlem hakkında bilgilendirme |
Uygulama Süresi | Tedavi yöntemine göre 30-90 dakika arasında değişebilir |
Anestezi | Lokal anestezi (bölgesel uyuşturma) |
Komplikasyonlar | Geçici şişlik, kanama, greft başarısızlığı, enfeksiyon, hassasiyet |
İyileşme Süresi | 1-2 hafta; dikişli işlemlerde dikişler genellikle 7-10 gün sonra alınır |
Dikkat Edilecekler | İlk gün yumuşak gıdalar, sert diş fırçalamaktan kaçınmak, ağız hijyenine dikkat, kontrol aksatılmamalı |
Kontrol | 7-10 gün sonra dikiş kontrolü, ardından periyodik diş hekimi kontrolleri |
Diş eti çekilmeleri nedir ve ne kadar yaygındır?
En basit anlatımıyla diş eti çekilmesi, diş etinin olması gereken sağlıklı seviyeden aşağı doğru kayarak, normalde koruma altında olan diş kökünü açığa çıkarmasıdır. Dişlerimizin gördüğümüz beyaz taç kısmı, mine adı verilen çok sert bir tabaka ile kaplıdır. Ancak diş etinin altındaki kök yüzeyi, bu kadar güçlü bir korumaya sahip değildir ve daha yumuşak, daha savunmasız bir yapıdadır. Diş eti bu kök yüzeyinden çekildiğinde, kök, ağız içindeki bakterilere, sıcaklığa ve asitlere karşı savunmasız kalır.
Bu durumun ne kadar yaygın olduğuna dair bazı önemli noktalar şunlardır:
- Yetişkin nüfusun %75’inden fazlasını farklı seviyelerde etkileyen çok yaygın bir problemdir.
- Yaş ilerledikçe görülme sıklığı ve şiddeti belirgin şekilde artar.
- 65 yaşın üzerindeki bireylerin yaklaşık %90’ında en az bir bölgede diş eti çekilmesi görülür.
- Genellikle ani bir hastalık olarak değil yıllar içinde yavaş yavaş gelişen bir süreç olarak ortaya çıkar.
Diş eti çekilmesinin bu kadar yaygın olması, bunun hayat boyu maruz kaldığımız faktörlerin birikimli bir sonucu olduğunu gösterir. Bu sorunun bir gecede ortaya çıkmadığı ve çözümünün de sabır ve doğru bir yaklaşım gerektirdiği anlamına gelir.
Diş eti çekilmeleri neden olur ve başlıca risk faktörleri nelerdir?
Diş eti çekilmesi nadiren tek bir sebepten kaynaklanır. Genellikle birden fazla faktörün bir araya gelmesiyle, bir bardağı taşıran son damla gibi ortaya çıkar. Bu nedenleri daha iyi anlamak için üç ana grupta toplayabiliriz.
Birinci grup, iltihabi nedenlerdir ve bunlar genellikle diş eti hastalığı ile ilgilidir:
- Bakteri plağı
- Diş taşı (tartar)
- Gingivitis (diş eti iltihabının ilk evresi)
- Periodontitis (dişleri destekleyen kemiğin eridiği ilerlemiş diş eti hastalığı)
İkinci grup, diş etlerine doğrudan fiziksel hasar veren mekanik nedenlerdir:
- Sert kıllı fırça kullanmak veya çok sert fırçalamak
- Diş ipini diş etine sertçe çarptırarak kullanmak
- Diş sıkma ve gıcırdatma (bruksizm)
- Dudak veya dil piercing’lerinin sürekli sürtünmesi
Üçüncü grup ise kişisel yatkınlığımızı artıran ve süreci hızlandıran diğer faktörlerdir:
- Genetik yatkınlık (doğuştan ince diş eti yapısına sahip olmak)
- Çapraşık veya diş arkının dışında konumlanmış dişler
- Bazı ortodontik tedavilerin yan etkileri
- Dudak ve yanakları diş etine bağlayan kasların (frenulum) anormal yapısı
- Sigara ve diğer tütün ürünlerinin kullanımı
- Kontrol altında olmayan diyabet gibi sistemik hastalıklar
- Hamilelik veya menopoz gibi hormonal dalgalanmalar
Bu faktörler arasındaki ilişkiyi anlamak önemlidir. Örneğin genetik olarak ince diş etlerine sahip bir kişi, sert fırçalama gibi bir tetikleyici faktör devreye girene kadar hiç sorun yaşamayabilir. Bu nedenle tedavi planı, hem tetikleyiciyi durdurmayı (örneğin fırçalama tekniğini düzeltmek) hem de gerekirse yatkınlığı (örneğin diş etini kalınlaştırmak) ele almalıdır.
Diş eti çekilmelerinin en yaygın belirtileri nelerdir?
Diş eti çekilmeleri genellikle yavaş ilerlediği için ilk başlarda fark edilmeyebilir. Ancak dikkatli olduğunuzda hem gözle görebileceğiniz hem de fiziksel olarak hissedebileceğiniz bazı işaretler vardır.
Fark edebileceğiniz görsel belirtiler arasında şunlar sayılabilir:
- Dişlerin eskisinden daha uzun görünmesi
- Diş diplerinde sarımsı renkte kök yüzeylerinin belirmesi
- Diş ile diş eti birleşiminde tırnağınızla hissedebileceğiniz bir çentik
- Diş etlerinde genel bir kırmızılık, şişlik ve parlak görünüm
- Dişlerin arasında önceden olmayan üçgen şeklinde siyah boşluklar
Vücudunuzun size verdiği fiziksel sinyaller, yani hissedilen belirtiler ise şunlardır:
- Sıcak, soğuk, tatlı veya ekşi bir şey yiyip içerken aniden gelen keskin bir sızlama
- Dişleri fırçalarken veya diş ipi kullanırken diş etlerinde ağrı
- Fırçalama sırasında veya kendiliğinden oluşan diş eti kanaması
- İlerlemiş durumlarda dişlerde sallanma veya yer değiştirme hissi
- Ağzınızı temizlemenize rağmen geçmeyen kötü bir ağız kokusu
Diş eti çekilmeleri tedavi edilmezse ne gibi sorunlara yol açar?
Diş eti çekilmesini sadece bir estetik sorun olarak görmek büyük bir hatadır. Tedavi edilmediğinde, zincirleme bir reaksiyonla hem ağız sağlığınızı hem de genel sağlığınızı ciddi şekilde tehdit eden bir dizi probleme dönüşebilir.
Bu durumu ihmal ettiğinizde karşılaşabileceğiniz başlıca sorunlar şunlardır:
- Kök Çürükleri: Açığa çıkan kök yüzeyi mine kadar dirençli olmadığı için çok daha kolay çürür.
- Dayanılmaz Diş Hassasiyeti: Günlük yeme içme aktiviteleri, sıcak veya soğuk hassasiyeti nedeniyle bir eziyete dönüşebilir.
- İlerleyici Kemik Kaybı: Diş eti çekilmesine neden olan periodontitis, dişleri çene kemiğinde tutan desteği eritir.
- Ciddi Estetik Kaygılar: Giderek uzayan dişler ve bozulan gülüş, kişinin kendine olan güvenini sarsar.
- Diş Kaybı: Son aşamada, yeterli desteği kalmayan dişler sallanır ve sonunda kaybedilir.
- Genel Sağlık Riskleri: Diş etlerindeki kronik enfeksiyonun, kan dolaşımı yoluyla kalp hastalıkları, diyabet ve felç gibi durumlarla ilişkili olduğu bilimsel olarak kanıtlanmıştır.
Vücudumuz bir bütündür ve ağız sağlığı bu bütünün ayrılmaz bir parçasıdır. Diş eti çekilmesini tedavi etmek, sadece bir dişi kurtarmak değil aynı zamanda tüm vücudunuzdaki iltihabi yükü azaltarak genel sağlığınıza yatırım yapmaktır.
Diş hekimi, diş eti çekilmelerini nasıl teşhis eder?
Diş eti çekilmesinin teşhisi, dikkatli ve sistemli bir muayene süreci ile konulur. Bu süreç durumun ciddiyetini anlamamızı ve size en uygun tedavi planını oluşturmamızı sağlar. Sadece bir bakışla değil objektif ölçümlerle bir yol haritası çıkarılır.
Muayene sırasında atılan adımlar genellikle şunları içerir.
- Sohbet ve Değerlendirme: Öncelikle sizin şikayetlerinizi dinler, genel sağlık durumunuzu ve alışkanlıklarınızı (sigara, diş sıkma vb.) öğreniriz.
- Görsel Muayene: Ağız içini dikkatlice inceleyerek çekilmenin klasik belirtilerini (uzun dişler, açık kökler, renk değişiklikleri) ararız.
- Periodontal Ölçüm: Bu teşhisin en önemli adımıdır. “Periodontal sonda” adını verdiğimiz, ucu milimetrik olarak kalibre edilmiş hassas bir aletle, diş ile diş eti arasındaki boşluğun (cep) derinliğini her dişin etrafında birkaç noktadan ölçeriz.
- Çekilme Miktarının Belirlenmesi: Aynı sonda ile diş eti kenarının olması gereken yerden ne kadar aşağıya indiğini milimetre cinsinden hassas bir şekilde ölçeriz.
- Kanama Kontrolü: Ölçüm sırasında diş etlerinde kanama olup olmadığını kontrol ederiz. Kanama, aktif bir enfeksiyonun en net işaretidir.
- Röntgen Analizi: Gözle göremediğimiz kısımları, yani dişleri destekleyen kemiğin seviyesini görmek için diş röntgenleri çekeriz.
- Periodontal Haritalama: Tüm bu objektif verileri (cep derinliği, çekilme miktarı, kanama noktaları) size özel bir “periodontal harita”ya kaydederiz. Bu harita, hem mevcut durumunuzun net bir resmini çizer hem de gelecekte tedavinin başarısını takip etmemiz için bize bir başlangıç noktası sunar.
Diş eti çekilmeleri tedavisinde ilk adım ne olmalıdır?
Diş eti çekilmesi tedavisinde atılacak en kritik ilk adım, semptomu değil sorunun kökenindeki asıl nedeni ortadan kaldırmaktır. Bir bahçedeki yabani otları sadece üzerlerinden biçmek yerine kökünden sökmek gibi, çekilmeye neden olan altta yatan problem çözülmeden yapılacak her türlü estetik müdahale (örneğin bir diş eti ameliyatı) uzun vadede başarısız olur. Bu nedenle tedaviye her zaman “neden?” sorusunu sorarak başlarız.
İlk olarak odaklanılması gereken temel nedenler şunlar olabilir:
- Mevcut bir diş eti enfeksiyonu (periodontitis)
- Hastanın farkında olmadığı hatalı fırçalama alışkanlığı
- Kontrol altına alınmamış diş gıcırdatma (bruksizm)
Eğer sorun aktif bir diş eti hastalığı ise, öncelik her zaman bu enfeksiyonu durdurmaktır. Bu genellikle profesyonel bir diş temizliği ve kök yüzeyi düzleştirmesi ile yapılır. Eğer sorun mekanik bir travma ise, örneğin agresif fırçalama, o zaman öncelik hastaya doğru fırçalama tekniğini öğretmek ve bu alışkanlığı değiştirmektir. Eğer sorun diş sıkma ise, dişleri koruyacak bir gece plağı yapmak ilk adımdır. Kısacası temel sağlamlaştırılmadan çatı onarılmaz. Tedavideki ilk adım, her zaman sağlıklı ve stabil bir temel oluşturmaktır.
Diş eti çekilmeleri için ameliyatsız tedavi seçenekleri nelerdir?
Diş eti çekilmesinin tedavisinde, özellikle altta yatan neden periodontitis ise, her zaman ilk tercihimiz cerrahi olmayan, yani ameliyatsız yöntemlerdir. Bu tedavilerin amacı, hastalığın ilerlemesini durdurmak, iltihabı ortadan kaldırmak ve diş etlerinin tekrar sağlığına kavuşması için bir ortam yaratmaktır. Kaybedilmiş dokuyu geri getirmeyi değil mevcut durumu korumayı ve stabilize etmeyi hedeflerler.
Ameliyatsız tedavi yaklaşımında kullanılan bazı yöntemler şunlardır:
- Diş Taşı Temizliği ve Kök Yüzeyi Düzleştirme: Bu tedavinin temel taşıdır. Lokal anestezi altında, diş eti çizgisinin altına inilerek dişlerin kök yüzeylerinde birikmiş olan tüm bakteri plağı ve diş taşları (tartar) özel aletlerle titizlikle temizlenir. Kök yüzeyleri pürüzsüz hale getirilerek bakterilerin yeniden tutunması zorlaştırılır.
- Lokal Antibiyotik Uygulamaları: Derin temizlik işlemine ek olarak enfeksiyonu kontrol altına almak için doğrudan diş eti cebinin içine, yavaş salınan antibiyotik içeren küçük çipler veya jeller yerleştirilebilir.
- Hassasiyet Giderici Ajanlar: Özellikle hassasiyet şikayeti ön planda ise, açıkta kalan kök yüzeylerine profesyonel florür vernikleri veya hassasiyet giderici özel cilalar uygulanabilir.
- Dental Bonding (Estetik Dolgu): Çok hafif çekilmelerde, estetik görünümü iyileştirmek ve hassasiyeti azaltmak için açıkta kalan kök yüzeyi, diş rengindeki kompozit dolgu materyali ile kapatılabilir. Bu bir tedavi değil kozmetik bir kamuflaj yöntemidir.
Diş eti çekilmeleri için hangi cerrahi tedavi yöntemleri mevcuttur?
Ameliyatsız tedavilerle hastalık kontrol altına alındıktan sonra, eğer hala estetik veya fonksiyonel olarak rahatsızlık veren bir çekilme mevcutsa, o zaman cerrahi yöntemler gündeme gelir. Diş eti ameliyatlarının temel amacı, açığa çıkmış kök yüzeyini kapatmak, diş etini kalınlaştırarak daha dirençli hale getirmek veya kaybedilmiş kemiği yeniden oluşturmaktır.
Yaygın olarak uygulanan cerrahi yöntemler şunlardır:
- Bağ dokusu grefti
- Serbest diş eti grefti
- Yana kaydırılan (pedikül) greft
- Allogreft (hazır donör dokusu)
- Pinhole® Cerrahi Tekniği (iğne deliği tekniği)
- Yönlendirilmiş Doku Rejenerasyonu (kemik oluşturma tekniği)
Bu yöntemler arasında en sık kullanılanı ve “altın standart” olarak kabul edileni Bağ Dokusu Grefti’dir. Bu işlemde, hastanın genellikle kendi damağının iç kısmından küçük bir doku parçası alınır ve bu doku, çekilme olan bölgedeki açık kök yüzeyini kapatmak için bir yama gibi kullanılır. Sonuçları oldukça doğal ve başarılıdır.
Geleneksel yöntemlere modern ve daha konforlu bir alternatif ise Pinhole® Cerrahi Tekniği’dir. Bu yöntemde kesi ve dikiş kullanılmaz. Diş etinde açılan iğne deliği kadar küçük bir noktadan özel aletlerle girilerek, diş eti nazikçe gevşetilir ve olması gereken seviyeye çekilir. İyileşme süreci çok daha hızlı ve konforludur. Hangi yöntemin sizin için uygun olduğuna, çekilmenin tipi, yaygınlığı ve sizin beklentileriniz doğrultusunda detaylı bir muayene sonrası birlikte karar verilir.
Cerrahi olmayan diş eti çekilmeleri tedavisi sonrası iyileşme nasıl olur?
Diş taşı temizliği ve kök yüzeyi düzleştirme gibi ameliyatsız bir tedavi sonrası iyileşme süreci genellikle oldukça rahattır. Vücudunuz, iltihap kaynağından kurtulduğu için hızla kendini toparlamaya başlar.
İyileşme sürecinde beklemeniz ve dikkat etmeniz gerekenler arasında şunlar bulunur:
- İşlem sonrası birkaç gün sürebilen hafif bir diş eti hassasiyeti
- İlk günlerde diş etlerini yormamak için yumuşak ve ılık gıdalar tüketmek
- Ağız hijyenine, yumuşak bir fırça ile nazikçe devam etmek
- Diş etlerini rahatlatmak için ılık tuzlu su ile gargara yapmak
- Birkaç hafta sürebilen geçici sıcak-soğuk hassasiyeti (hassasiyet giderici macunlar yardımcı olur)
- Tedavinin başarısını değerlendirmek için 4-6 hafta sonra bir kontrol randevusuna gelmek
Cerrahi diş eti çekilmeleri tedavisi sonrası nelere dikkat edilmelidir?
Bir diş eti ameliyatının başarısı, cerrahın tekniği kadar hastanın ameliyat sonrası talimatlara harfiyen uymasına da bağlıdır. Nakledilen doku (greft), yeni yerine tutunabilmek için hassas bir bakıma ve rahatsız edilmeyeceği bir ortama ihtiyaç duyar. Bu dönem, tedavinin en kritik aşamasıdır.
İlk kritik haftalarda kesinlikle kaçınmanız gerekenler şunlardır:
- Sert, gevrek, sıcak veya baharatlı yiyecekler
- İçecekleri pipetle içmek (emme hareketi pıhtıyı bozabilir)
- Ameliyatlı bölgeye diş fırçası, diş ipi veya dil ile dokunmak
- Ağır egzersiz, spor ve efor gerektiren aktiviteler
- Sigara, nargile veya diğer tütün ürünleri
Bu süreçte yapmanız gerekenler ise iyileşmenizi hızlandıracaktır:
- Sadece püre, yoğurt, çorba gibi yumuşak ve soğuk/ılık gıdalar tüketmek
- Hekiminizin reçete ettiği antibakteriyel ağız gargarasını belirtilen şekilde kullanmak
- Verilen ağrı kesici ve antibiyotikleri düzenli olarak almak
- İlk 24 saat boyunca operasyon bölgesine dışarıdan, yüze aralıklı olarak buz kompresi uygulamak
Diş eti çekilmelerinin ilerlemesi veya tekrarlaması nasıl önlenir?
Diş eti çekilmesi için tedavi görmüş olsanız bile, altta yatan yatkınlığınız genellikle devam eder. Bu nedenle başarının kalıcı olması ve sorunun tekrarlamaması için hayat boyu sürecek doğru alışkanlıklar edinmek çok önemlidir. Koruyucu hekimlik, her zaman en etkili tedavidir.
Gülüşünüzü ve diş eti sağlığınızı korumak için “en iyi savunma” olarak adlandırabileceğimiz temel alışkanlıklar şunlardır:
- Mutlaka “yumuşak” (soft) veya “ekstra yumuşak” (extra soft) kıllı bir diş fırçası kullanmak
- Dişleri ileri-geri sert hareketlerle değil nazik ve dairesel veya süpürme hareketleriyle fırçalamak
- Her gün, günde bir kez mutlaka diş ipi veya dişlerinizin arasına uygun bir arayüz fırçası kullanmak
- Hekiminizin önerdiği sıklıkta (genellikle 3-6 ayda bir) düzenli olarak profesyonel diş temizliği yaptırmak
- Tütün ve tütün ürünlerinden tamamen uzak durmak
- Eğer dişlerinizi sıktığınızı veya gıcırdatığınızı biliyorsanız, size özel yapılmış bir gece plağını düzenli olarak takmak
Diş eti çekilmeleri tedavisi sonrası uzun vadede başarı nasıl sağlanır?
Diş eti çekilmesi tedavisi, bir kere yapılan ve biten bir müdahale değildir. Özellikle periodontitise bağlı çekilme yaşayan hastalar için bu tıpkı diyabet veya yüksek tansiyon gibi, yönetilmesi gereken kronik bir durumdur. Tedavi bittiğinde asıl önemli olan “idame” yani koruma ve takip aşaması başlar. Bu aşamadaki başarı, hekim ile hasta arasında kurulacak güçlü bir iş birliğine ve ortak sorumluluğa dayanır.
Uzun vadeli başarının ve sağlıklı bir gülüşün temel taşları şunlardır:
- Periodontal İdame Tedavisi: Bu standart bir diş temizliği değildir. Tedavi görmüş hastalara özel, genellikle 3-4 veya 6 aylık periyotlarla yapılan profesyonel takip seanslarıdır. Bu seanslarda durumunuz yeniden değerlendirilir ve hastalığın tekrar aktifleşmesini önleyecek bakımlar yapılır.
- Hastanın Titiz Ev Bakımı: Hekim ne kadar iyi bir tedavi yaparsa yapsın, plağın günlük olarak hasta tarafından etkili bir şekilde temizlenmemesi, hastalığın kısa sürede nüksetmesine neden olur. Bu ortaklığın en önemli ayağı sizsiniz.
- Risk Faktörlerinin Sürekli Yönetimi: Sigarayı bırakmak, diyabeti kontrol altında tutmak, gece plağını kullanmak gibi risk faktörlerinin hayat boyu yönetilmesi gerekir.
- Hekim ile Kurulan Ortaklık: Diş hekiminizi sadece bir sorun olduğunda ziyaret edilen bir yer olarak değil sağlığınızı korumak için düzenli olarak görüştüğünüz bir partner olarak görmelisiniz.
Adana’da Diş Eti Çekilmesi Tedavisi Fiyatları Ne Kadar?
Diş Eti Çekilmesi Tedavisi tedavinin yapılacağı kliniğe, hastanın durumuna göre değişmektedir.
Diş Eti Çekilmesi Tedavisi Yaptıranların Yorumları
Diş Hekimi Yaşar Çınar Nar'ın hasta yorumları için Google Maps'e göz atabilirsiniz.
Adana'da Diş Eti Çekilmesi Tedavisi Yapan Doktorlar & Diş Hastaneleri
Adana'da Diş Eti Çekilmesi Tedavisi uygun alt yapıya sahip diş hastaneleri veya kliniklerde, diş hekimleri tarafından yapılır.
Sıkça Sorulan Sorular
Diş eti çekilmesi nedir?
Diş eti çekilmesi, diş etinin dişten uzaklaşarak kök yüzeyinin açığa çıkmasına ve dişlerin daha uzun görünmesine neden olan bir diş eti hastalığıdır.
Diş eti çekilmesinin başlıca nedenleri nelerdir?
Yanlış fırçalama, diş taşları, diş eti iltihapları, genetik faktörler, sigara kullanımı ve diş sıkma gibi etkenler diş eti çekilmesine yol açabilir.
Diş eti çekilmesi nasıl tedavi edilir?
Hafif vakalarda profesyonel temizlik ve doğru fırçalama alışkanlığı yeterli olabilir. İleri vakalarda ise kök yüzeyi düzleştirme, flep operasyonu veya greft (doku ekimi) gibi cerrahi işlemler uygulanabilir.
Diş eti çekilmesi diş kaybına yol açar mı?
Tedavi edilmezse, dişlerin destek dokusu zayıflayabilir ve zamanla diş kaybı riski artar.
Diş eti çekilmesi durdurulabilir mi?
Erken teşhis ve uygun tedaviyle diş eti çekilmesinin ilerlemesi durdurulabilir ve mevcut hasarın ilerlemesi önlenebilir.
Diş eti çekilmesi ağrıya neden olur mu?
Çekilme sonucu kök yüzeyi açığa çıktığı için hassasiyet, soğuk veya sıcak yiyecek/içeceklere karşı ağrı görülebilir.
Diş eti çekilmesi için hangi diş macunu kullanılmalı?
Hassasiyet önleyici ve diş etini güçlendiren diş macunları kullanılabilir. Hekiminizin tavsiyesi doğrultusunda uygun ürün seçilmelidir.
Diş eti çekilmesi önlenebilir mi?
Düzenli ve doğru ağız bakımı, diş taşı temizliği, yumuşak fırça kullanımı ve zararlı alışkanlıklardan kaçınma ile büyük oranda önlenebilir.
Diş eti çekilmesi hangi yaşlarda görülür?
Her yaşta görülebilir, ancak genellikle yetişkinlerde ve yaş ilerledikçe daha sık karşılaşılır.
Diş eti çekilmesi tedavi edilmezse ne olur?
Tedavi edilmediğinde diş eti hastalığı ilerler, dişlerde sallanma ve diş kaybı riski ortaya çıkabilir.