Adana’da E-Max kaplama yapan diş hekimlerinden olan Yaşar Çınar Nar, estetik ve dayanıklılığı bir arada sunan porselen kaplama çözümleri ile doğal görünümlü gülüşler oluşturur. E-Max kaplamalar, yüksek ışık geçirgenliği sayesinde gerçek dişlere çok yakın bir estetik sağlar ve özellikle ön dişlerde mükemmel sonuçlar verir.

Tedavi sürecinde öncelikle dişler minimal düzeyde şekillendirilir ve ölçü alınır. Laboratuvarda hastanın diş rengine ve formuna uygun olarak hazırlanan E-Max kaplamalar, özel yapıştırıcılarla dişlere sabitlenir. Metal içermeyen yapısı sayesinde hem estetik hem de biyouyum açısından avantajlıdır.

E-Max kaplama sonrası süreçte hastalar, doğal diş görünümünde, dayanıklı ve uzun ömürlü restorasyonlara sahip olur. Düzenli ağız bakımı ve diş hekimi kontrolleri ile kaplamalar uzun yıllar sorunsuz şekilde kullanılabilir. Ayrıca leke tutmama özelliği sayesinde estetik görünümünü korur.

İşlemin AmacıDoğal diş görünümü ve yüksek estetik sağlamak, ön dişlerde renk, şekil ve pozisyon bozukluklarını düzeltmek
Uygulama YöntemiDişin minimal aşındırılması sonrası ölçü alınarak, laboratuvarda lityum disilikat (E-Max) seramikten kaplama hazırlanıp dişe yapıştırılması
EndikasyonlarRenklenmiş dişler, hafif çapraşıklıklar, kırık veya aşınmış dişler, ön bölge estetik gereksinimleri
KontrendikasyonlarAşırı diş sıkma (bruksizm), yeterli diş desteği olmayan vakalar, ileri derecede diş eti çekilmesi, aktif çürük veya enfeksiyon
HazırlıkKlinik muayene, diş ve diş eti sağlığının değerlendirilmesi, dijital veya klasik ölçü alınması
Uygulama SüresiHazırlık ve laboratuvar süreciyle birlikte genellikle 5-7 gün
AnesteziDiş hazırlığında lokal anestezi uygulanabilir
KomplikasyonlarGeçici hassasiyet, nadiren kaplamada kırılma veya düşme, diş eti irritasyonu
İyileşme SüresiGenellikle birkaç gün içinde tam adaptasyon sağlanır
Dikkat EdileceklerSert cisimlerle ısırmaktan kaçınılmalı, ağız hijyenine dikkat edilmeli, düzenli diş hekimi kontrolü
KontrolKaplama sonrası ilk hafta, ardından 6 ayda bir diş hekimi kontrolü

E-max kaplama nedir ve neden bu kadar popüler?

E-max, en basit tanımıyla, içerisinde metal bulunmayan, tamamen seramikten üretilen yeni nesil bir dental kaplama sistemidir. Geçmişte kullanılan, içinde gri bir metal altyapı barındıran porselen kaplamaları (PFM) mutlaka hatırlarsınız. Bu kaplamalar dayanıklı olsalar da zamanla diş eti kenarında hoş olmayan gri bir çizgi oluşturabilir ve ışığı doğal bir diş gibi yansıtmadıkları için mat ve yapay bir görünüme neden olabilirlerdi.

E-max, bu sorunları ortadan kaldırmak için geliştirildi. Şöyle düşünün; eski tip metal dolguların yerini nasıl estetik ve fark edilmeyen beyaz dolgular aldıysa, E-max de metal destekli kaplamaların yerini alan modern ve estetik bir alternatiftir. Popülerliğinin sırrı, estetik ve dayanıklılık gibi iki önemli özelliği kusursuz bir şekilde bir araya getirmesidir. Bu teknoloji, bir restorasyonun hem fark edilmeyecek kadar doğal hem de çiğneme kuvvetlerine dayanacak kadar sağlam olabileceğini kanıtlamıştır.

E-max sistemini öne çıkaran temel özellikler şunlardır:

  • Olağanüstü estetik
  • Yüksek dayanıklılık
  • Mükemmel biyouyumluluk
  • Diş dokusunu koruyan yaklaşım
Tedavi hakkında detaylı bilgi ve randevu için iletişime geçin!

E-max materyalinin içeriği nedir ve vücutla uyumlu mudur?

Hastalarımızın en çok merak ettiği konulardan biri de ağızlarına yerleştirilecek materyalin içeriği ve sağlığa bir zararı olup olmadığıdır. E-max bu konuda tam bir güven sunar. Materyalin kalbinde “lityum disilikat” adı verilen özel bir cam-seramik bulunur. Bu bildiğimiz klasik porselenden çok daha fazlasıdır. Yapısı, mikroskobik düzeyde iğne benzeri kristallerle güçlendirilmiştir. Bu kristal ağ, materyale hem camın ışığı geçirme ve doğal görünme özelliğini hem de kırılmaya karşı dirençli olma gücünü verir.

Vücutla uyumu, yani biyouyumluluğu ise E-max’in en güçlü yanlarından biridir. İçerisinde hiçbir metal alaşım barındırmadığı için, metal alerjisi olan kişilerde bile güvenle kullanılabilir. Diş etleri, E-max kaplamaları yabancı bir madde olarak algılamaz ve sağlıklı bir şekilde kaplamanın kenarlarını sarar. Bu sayede metal kaplamalarda görülebilen diş eti morarması veya alerjik reaksiyonlar gibi sorunlar yaşanmaz.

E-max materyalinin biyouyumluluk açısından sağladığı faydalar aşağıdaki gibidir:

  • Tamamen metal içermez.
  • Alerjik reaksiyon riski taşımaz.
  • Diş eti kenarında gri çizgi oluşturmaz.
  • Diş ve diş eti dokularıyla tam uyumludur.

E-max sisteminin farklı türleri var mıdır?

“E-max” dediğimizde aslında tek bir üründen değil farklı klinik ihtiyaçlara yönelik çözümler sunan bir ürün ailesinden bahsediyoruz. Tıpkı bir alet çantasında her iş için farklı bir aletin bulunması gibi, E-max sistemi de her duruma uygun farklı restorasyon tipleri sunar. Bu çeşitlilik, her hasta için en doğru ve en ideal çözümü bulmamızı sağlar. Bu ürünler, temel olarak üretim teknolojilerine göre farklılaşır.

E-max sistemindeki ana ürün grupları şunlardır:

  • IPS e.max Press
  • IPS e.max CAD
  • IPS e.max ZirCAD

Bu terimler size teknik gelebilir, ancak aslında basit bir anlama sahiptirler. IPS e.max Press, ısı ve basınç kullanılarak bir kalıba preslenen, el işçiliği ve estetiğin zirve yaptığı bir tekniktir. Özellikle ön dişlerdeki lamina (yaprak porselen) gibi çok hassas estetik beklentilerin olduğu durumlarda tercih edilir. IPS e.max CAD ise, dijital olarak tasarlanan restorasyonun, katı bir seramik bloktan bilgisayar destekli bir cihaz tarafından kazınmasıyla üretilir. Bu yöntem son derece hassas ve hızlı sonuçlar verir. IPS e.max ZirCAD ise, altyapısında zirkonyum kullanılan, özellikle çok üyeli köprüler gibi maksimum dayanıklılığın gerektiği durumlarda kullanılan bir seçenektir.

E-max restorasyonlarının en büyük avantajları nelerdir?

Bir E-max restorasyon yaptırmayı düşünen hastaların bilmesi gereken en önemli şey, bunun sadece bir diş kaplaması değil aynı zamanda gülüş kalitesini ve yaşam konforunu artıran bir yatırım olduğudur. Elde edilen sonuç, yapay ve “kaplama olduğu belli olan” bir diş değil sanki hep size aitmiş gibi duran doğal bir diştir. Bu doğallık hissi, E-max’in sunduğu pek çok avantajın bir sonucudur.

E-max restorasyonların öne çıkan avantajları şunlardır:

  • Doğal diş gibi ışığı geçirmesi
  • Yüksek çiğneme direncine sahip olması
  • Mükemmel renk uyumu sağlaması
  • Diş etleriyle dost olması
  • Minimum düzeyde diş aşındırması gerektirmesi
  • Uzun ömürlü bir çözüm olması

Hangi diş sorunları için E-max kaplama tercih edilebilir?

E-max sisteminin en güzel yanlarından biri de çok yönlü olmasıdır. Tek bir ön dişin renginden veya şeklinden memnuniyetsizlikten, komple bir gülüş tasarımına kadar çok geniş bir yelpazede çözüm sunar. Estetiğin ve dayanıklılığın bir arada arandığı hemen hemen her durumda güvenilir bir seçenektir.

E-max restorasyonların yaygın olarak kullanıldığı alanlar aşağıdaki gibidir:

  • Lamina veneerler (Yaprak porselen)
  • Tek diş kronları (Kaplamalar)
  • İnley ve onley restorasyonlar (Porselen dolgular)
  • İmplant üstü estetik kronlar
  • Kırık veya aşınmış dişlerin onarımı
  • Antibiyotik veya florozise bağlı renklenmiş dişler
  • Dişler arasındaki boşlukların (diastema) kapatılması
Tedavi hakkında detaylı bilgi ve randevu için iletişime geçin!

E-max kaplamalar ile gülüş tasarımı nasıl yapılır?

Gülüş tasarımı, sadece dişleri tek tek onarmak yerine, yüzünüzle, dudaklarınızla, karakterinizle ve beklentilerinizle uyumlu, bütüncül bir estetik yaratma sanatıdır. E-max, bu sanatın en değerli malzemelerinden biridir. Süreç sadece teknik bir işlem değil aynı zamanda sizinle yapılan bir iş birliğidir. Tedaviye başlamadan önce, dijital teknolojiler sayesinde tedavinin sonunda nasıl bir gülüşe sahip olacağınızı size gösterebiliriz.

Bu planlama aşamasında, özel kameralar ve yazılımlar kullanarak yüzünüzün ve dişlerinizin dijital bir modeli oluşturulur. Bu model üzerinde, dişlerin yeni şekli, boyutu ve rengi tasarlanır. Hatta “mock-up” adı verilen bir teknikle, bu tasarımın geçici bir versiyonunu dişlerinize uygulayarak yeni gülüşünüzü canlı olarak görmenizi ve hissetmenizi sağlayabiliriz. Bu son kararı vermeden önce her detayın içinize sinmesini sağlar.

Gülüş tasarımı yapılırken göz önünde bulundurulan bazı temel faktörler şunlardır:

  • Yüzünüzün şekli ve hatları
  • Dudaklarınızın gülme sırasındaki konumu
  • Dişlerinizin mevcut boyutu ve oranı
  • Diş etlerinizin seviyesi ve sağlığı
  • Gülüşünüzün karakterinize katmasını istediğiniz ifade

E-max restorasyonların ömrü ne kadardır ve başarısı neye bağlıdır?

Yapılan restorasyonun ne kadar süre dayanacağı, hastalarımızın en haklı merak konularından biridir. Bilimsel çalışmalar doğru koşullarda uygulanan E-max restorasyonların 10 yılı aşan sürelerde %95’in üzerinde başarı oranlarına sahip olduğunu göstermektedir. Bu materyalin ne kadar güvenilir olduğunun bir kanıtıdır. Ancak unutulmamalıdır ki hiçbir restorasyon ömür boyu garantili değildir ve başarısı birçok faktöre bağlı bir denklemdir.

Bu denklem, diş hekiminin tecrübesi, kullanılan materyalin kalitesi ve hastanın ağız bakım alışkanlıklarının bir birleşimidir. Yani bu bir takım oyunudur. Diş hekimi, restorasyonu en ideal şekilde planlayıp uygularken, hastanın da bu yatırımı korumak için üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmesi gerekir.

Bir E-max restorasyonun ömrünü etkileyen temel faktörler aşağıdaki gibidir:

  • Uygulamayı yapan hekimin tecrübesi ve hassasiyeti
  • Klinik durum için doğru materyalin seçilmesi
  • Kusursuz bir yapıştırma (simantasyon) tekniği
  • Hastanın günlük ağız ve diş bakımı rutini
  • Düzenli profesyonel diş hekimi kontrolleri
  • Diş sıkma (bruksizm) alışkanlığına karşı gece plağı kullanımı

Hangi durumlarda E-max kaplama iyi bir seçenek olmayabilir?

Her başarılı tedavinin sırrı, doğru teşhis ve doğru endikasyondur. E-max harika bir materyal olsa da her durum için sihirli bir çözüm değildir. Dürüst ve etik bir yaklaşımla, E-max’in uygun olmadığı durumları da bilmek önemlidir. Bazı durumlarda, zirkonyum gibi daha farklı özelliklere sahip materyaller daha iyi bir seçenek olabilir.

E-max restorasyonların önerilmediği veya dikkatli değerlendirilmesi gereken durumlar şunlardır:

  • Şiddetli ve kontrol altına alınmamış diş sıkma (bruksizm)
  • Birden fazla dişi kapsayan uzun köprüler (özellikle arka bölgede)
  • Yapıştırma için yeterli sağlıklı diş dokusunun kalmadığı durumlar
  • Aktif ve tedavi edilmemiş şiddetli diş eti hastalığı

E-max ile zirkonyum kaplamalar arasındaki farklar nelerdir?

“E-max mi, zirkonyum mu?” sorusu, modern diş hekimliğinde sıkça karşılaştığımız bir sorudur. Bu iki materyali birbiriyle rekabet eden rakipler olarak değil farklı işler için tasarlanmış farklı araçlar olarak görmek gerekir. Tıpkı bir yarış arabası ile bir kamyonun farklı amaçlara hizmet etmesi gibi, E-max ve zirkonyumun da öne çıktığı alanlar farklıdır.

E-max, estetiğin ve ışık geçirgenliğinin öncelikli olduğu durumların şampiyonudur. Özellikle ön dişlerde, doğal dişin canlılığını ve şeffaflığını taklit etme konusunda rakipsizdir. Zirkonyum ise, ham gücün ve dayanıklılığın gerektiği yerlerde sahneye çıkar. Özellikle arka azı dişleri gibi yoğun çiğneme kuvvetlerine maruz kalan bölgeler ve diş sıkma alışkanlığı olan hastalar için ideal bir çözümdür.

E-max’in öne çıktığı alanlar şunlardır:

  • Maksimum estetik ve doğallık
  • Üstün ışık geçirgenliği
  • Ön bölge lamina ve kron uygulamaları

Zirkonyumun tercih edildiği durumlar ise şunlardır:

  • Maksimum mekanik dayanıklılık
  • Arka bölge azı dişi kaplamaları
  • Çok üyeli ve uzun köprüler
  • Şiddetli diş sıkma vakaları

E-max kaplama, eski tip metal destekli (PFM) porselenlere göre neden daha iyidir?

E-max restorasyonları, geleneksel metal destekli porselenlere (PFM) kıyasla devrim niteliğinde bir adımdır. PFM kaplamalar uzun yıllar diş hekimliğine hizmet etmiş olsa da getirdikleri bazı estetik ve biyolojik sınırlamalar vardı. E-max, bu sınırlamaların neredeyse tamamını ortadan kaldıran modern bir alternatiftir.

En temel fark, adından da anlaşılacağı gibi, E-max’in içinde metal olmamasıdır. Bu sadece estetiği değil aynı zamanda biyolojik uyumu da temelden değiştirir. Metalin opaklığı ve diş eti kenarında yarattığı gri gölge olmadan, çok daha canlı, doğal ve sağlıklı bir sonuç elde etmek mümkündür.

E-max’in metal destekli kaplamalara göre temel üstünlükleri aşağıdaki gibidir:

  • İçinde metal altyapı bulundurmaz.
  • Diş eti kenarında gri yansıma yapmaz.
  • Çok daha doğal ve canlı bir görünüm sunar.
  • Porselenin yontulma riskine karşı daha dirençlidir.
  • Daha üstün bir biyouyumluluğa sahiptir.
  • Genellikle daha az diş kesimi gerektirir.

Bir E-max kaplama için diş hazırlığı nasıl bir süreçtir?

Bir E-max restorasyonuna giden yol, titiz bir planlama ve hassas bir uygulama gerektirir. Bu sürecin amacı, kaplamanın oturacağı yeterli alanı yaratırken, sağlıklı diş dokusundan mümkün olan en az miktarda madde kaldırmaktır. Bu “minimal invaziv” yani koruyucu yaklaşım modern diş hekimliğinin temel prensibidir. Süreç hasta için konforlu ve öngörülebilir adımlardan oluşur.

Bir E-max restorasyonunun hazırlık ve uygulama süreci genel olarak şu adımları içerir:

  • İlk muayene, röntgen ve fotoğraf çekimleri
  • Dijital tarama ile dişlerin üç boyutlu modelinin oluşturulması
  • Gülüş tasarımının planlanması ve hastaya sunulması
  • Dişlerin hassas bir şekilde hazırlanması (aşındırılması)
  • Yeni bir dijital ölçü alınması ve geçici kaplamaların takılması
  • Laboratuvarda restorasyonun kişiye özel olarak üretilmesi
  • Restorasyonun provası ve hastanın onayının alınması
  • Özel yapıştırıcılarla restorasyonun daimi olarak yapıştırılması

E-max kaplamaların dişe yapıştırılması neden bu kadar önemlidir?

E-max restorasyonun başarısındaki kilit adımlardan biri, simantasyon yani yapıştırma işlemidir. Bu işlem basit bir yapıştırmadan çok daha fazlasıdır. Bu restorasyon ile diş arasında kimyasal bir bağ kurarak ikisini tek ve sağlam bir bütün haline getiren sofistike bir tekniktir. Şöyle düşünün; bu işlem iki parçayı birbirine kaynak yaparak tek bir parça haline getirmeye benzer. Bu bağ ne kadar güçlü olursa, restorasyon o kadar dayanıklı ve uzun ömürlü olur.

Bu işlem sırasında, hem dişin yüzeyi hem de kaplamanın iç yüzeyi, bu kimyasal bağı kabul etmeleri için özel solüsyonlarla hazırlanır. Ardından, araya reçine bazlı, yüksek teknoloji ürünü bir yapıştırıcı uygulanır ve özel bir ışık kaynağı ile bu yapıştırıcının sertleşmesi sağlanır. Bu işlem restorasyonun kenarlarında sızıntı olmasını engeller ve alttaki dişin çürümesini önler.

Başarılı bir yapıştırma işleminin temel adımları şunlardır:

  • Diş ve restorasyon yüzeylerinin hazırlanması
  • Özel kimyasal bağlayıcı ajanların uygulanması
  • Yüksek kaliteli rezin siman (yapıştırıcı) kullanımı
  • Yapıştırıcının özel ışıkla sertleştirilmesi

Yeni E-max kaplamalarımın bakımı için nelere dikkat etmeliyim?

Yeni ve parlak E-max restorasyonlarınıza kavuştuktan sonra, onların uzun yıllar aynı güzellikte ve sağlıkta kalmasını sağlamak sizin elinizdedir. Unutmayın E-max kaplamalar çürümez, ancak altındaki kendi doğal dişiniz ve çevresindeki diş etleri, uygun bakım yapılmazsa hastalanabilir. Bu nedenle restorasyonlarınıza en az kendi doğal dişleriniz kadar iyi bakmanız hayati önem taşır.

Yeni gülüşünüzü korumak için uygulamanız gereken temel bakım talimatları oldukça basittir:

  • Yumuşak veya orta sertlikte bir diş fırçası kullanın.
  • Aşındırıcı partiküller içermeyen bir diş macunu tercih edin.
  • Her gün mutlaka diş ipi veya arayüz fırçası kullanın.
  • Fındık kabuğu kırmak, buz çiğnemek gibi çok sert hareketlerden kaçının.
  • Altı ayda bir düzenli diş hekimi kontrolünüzü aksatmayın.
  • Eğer diş sıkma alışkanlığınız varsa, gece plağınızı düzenli olarak takın.

Adana’da Emax Diş Kaplama Fiyatları Ne Kadar?

Emax Diş Kaplama tedavinin yapılacağı kliniğe, hastanın durumuna göre değişmektedir.

Emax Diş Kaplama Yaptıranların Yorumları

Diş Hekimi Yaşar Çınar Nar'ın hasta yorumları için Google Maps'e göz atabilirsiniz.

Adana'da Emax Diş Kaplama Yapan Doktorlar & Diş Hastaneleri

Adana'da Emax Diş Kaplama uygun alt yapıya sahip diş hastaneleri veya kliniklerde, diş hekimleri tarafından yapılır.

Sıkça Sorulan Sorular

E-Max diş kaplama, lityum disilikat cam seramikten üretilen, doğal diş görünümüne sahip, estetik ve dayanıklı bir porselen kaplama türüdür.

Estetik ön bölge dişlerde, renk ve şekil bozukluğu olan dişlerde, dişlerin arasındaki boşlukların kapatılmasında ve küçük çaplı kırıklarda kullanılır.

Yüksek ışık geçirgenliği sayesinde doğal diş gibi görünür, metal içermediği için diş eti kenarında koyu renk oluşturmaz, biyouyumlu ve uzun ömürlüdür.

Diş yüzeyi hafifçe aşındırılır, ölçü alınır ve laboratuvarda kişiye özel E-Max kaplama hazırlanır. Hazırlanan kaplama dişe özel bir yapıştırıcı ile sabitlenir.

Hayır, işlem lokal anestezi ile yapılır, hasta ağrı hissetmez. Uygulamadan sonra kısa süreli hassasiyet olabilir, bu da hızla geçer.

Düzenli bakım ve doğru kullanımla 10-15 yıl veya daha uzun süre dayanabilir.

Günde en az iki kez diş fırçalama, diş ipi kullanımı ve rutin diş hekimi kontrolleri ile kaplamaların ömrü uzatılır.

Diş sıkma (bruksizm) alışkanlığı olan, arka bölgede çok fazla kuvvet alan dişlerde ve ciddi diş eti hastalığı olan kişilerde uygun olmayabilir.

E-Max kaplamalar daha doğal ve şeffaf görünür, genellikle ön dişlerde tercih edilir. Zirkonyum kaplamalar ise daha dayanıklıdır ve arka dişlerde de güvenle kullanılır.

Fiyatlar, kaplama yapılacak diş sayısına, laboratuvar kalitesine ve kliniğe göre değişir. Detaylı bilgi için diş hekiminizden fiyat alabilirsiniz.